Dolar 32,4559
Euro 34,7927
Altın 2.478,00
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cum 16°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 18°C

Sonradan Görme Adam

Sonradan Görme Adam

Sonradan görme adam, oğlunu, en ünlü özel okula kayıt ettirmeye götürmüş. İlgililer karşılamış, işlemlere başlamışlar ve “Efendim, bizim okulumuzda birden fazla yabancı dil var. Siz hangi yabancı dili tercih edersiniz?” diye sormuşlar. Adam hiç tereddüt etmeden; “En yabancı hangisi ise onu tercih ediyoruz!” demiş.

Sonradan görmeler pek sevilmediğinden, onları hicveden pek çok fıkra ve hikâye vardır. Peki, onları neden sevimsiz buluruz?

İnsanlar belli bir amaç için yaşarlar. Genel olarak amaçlar; sağlıklı, mutlu, huzurlu bir yaşamdır. Amaçlara ulaşmada en etkili araç, paradır. Öyleyse amaçlarına ulaşmak isteyenler para kazanmak için hırsla, inatla, sebatla çalışmalıdır.

İnsanların amaçlarına ulaşmak için para kazanmak istemeleri, parayı sevmeleri çok normaldir. Para için üstün gayret göstermeleri de olağandır. Gel gelelim insanların, kazandıkları parayı nasıl kullandıkları işin rengini belirler. Genel olarak para iki şekilde kullanılır. Birincisi; parayı amaçlarına ulaşmak için bir araç olarak kullananlar. İkincisi; asıl amacını unutup, para kazanmayı amaç haline getirenler.

Para kazanmanın tadını almış ve paranın verdiği gücü tatmış olanların bazıları sadece parasını çoğaltmayı amaç edinerek, insani değerleri, olgunlaşmayı, sevmeyi, saymayı, görgü sahibi olmayı bir kenara koyarlar. Her şeyi para ile halledeceğinden çok emindirler. Bu kafayla özel okula gidince, hangi yabancı dili tercih edersiniz sorusuna, “En yabancı hangisi ise o olsun!” diye cevap verirler. Böyle bir davranış, şahsın para kazandığını ama görgüsünün zayıf kaldığını ortaya koyduğu için, toplum tarafından yadırganır ve sevimsiz bulunurlar.

“İhtiyaçların pençesindeki insanlar, özgür olamaz,” demişler. Önünde yığınla ihtiyacı olanlar,  tüm dikkatini ve enerjisini ihtiyaçlarını karşılamak harcarlar. İhtiyaçları karşılayıp, biraz daha fazlasını bulanlar, ukdelerini tatmin edebilme şansına sahip olurlar.  Günün birinde, hayallerini gerçekleştirebilenler,  durup düşünmeye, yeni bir yol aramaya başlayabilirler. İşte o zaman genellikle daha insanca tatminleri arayacaklardır.

Parayı ‘karnı tok, sırtı pek’ olmak için kazanmalı. Bu hale gelince, bir muhasebe yapabilenler; ‘En büyük zenginlik gönül zenginliği,’ diyeceklerdir. Gönül zenginliğinin muhteşemliğini fark edenler, sanırım başka zenginlik istemeyeceklerdir.

[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.