Dolar 32,4671
Euro 34,6955
Altın 2.437,43
BİST 9.908,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

Her Şey Enerjidir…

Her Şey Enerjidir…

Bir görüşe göre her şey bir enerjidir, dolayısıyla insan da bir enerjidir. Bu enerji hayat enerjidir. Hayat enerjisi de, bizim cinsel enerji dediğimiz şeydir. Cinsel zamanla sevgiye dönüşür. İnsanın cinsel enerjisini köreltilirse sevgi gelişemez. Seven bir insan korkusuz olur. Zira korku sevgi eksikliğidir. O yüzden seven bir insanı kula kul yapamazsınız.

Korkan insan yaratmak isteyen yöneticiler el birliğiyle sevginin gelişmesini engelleyecek mekanizmayı kuruyorlar. Oysa bakıyorsunuz tüm toplum önderleri,  sevginin çok yüce bir şey oluğu söyleyip duruyorlar.  Güya sevgiye asla karşı değillermiş gibi görünüyorlar. Öyle görünüp, en ince taktiklerle insanı korkak yapıyorlar.

En büyük taktik, cinsel enerjiyi tabu getirmektir. Böylece bu enerji sevgiye dönüşemeyecek ve korkak insan yetişecektir. Anneler babalar da benzer taktiği kullanıp, çocuğu koşullu severek, çocuklarını kendilerine kul yetiştirmeye çalışıyorlar. Oysa çocuğun en büyük gıdası sevgidir. Çocuk gıda eksiğini kapatabilir ama sevgi eksiği olan çocuk, içine kapanık, korkak olur.

Amaç kul yetiştirmek olduğuna göre, cahil ve güçsüz insanlar da kul olmaya en iyi adaylardır. Cahil ve güçsüz bir insan mutsuz olacak, bu durumdan kurtulmak için, bir kurtarıcı arayacaktır. Zaten aranan şey budur ve amaç hasıl olmuştur. Hele bir de insanlar arasındaki ırk, renk, etnik, din, sosyal yapı vb. gibi farkları da kullanarak, birbirilerini sevmesinin önüne büyük bir engel daha koyunca artık tadından yenmez.

Böylece, sevgiden yoksun kaldığı için korkak, özgür bireyin ne manaya geldiğini bilmeyecek kadar cahil, kendine güveni olmayan mutsuz ve aciz, kendinden farklı gördüklerini düşman belleyen bir toplum oluşuyor.

Yüzyıllardır süre gelen bu taktikle, korkak, cahil, aciz ve birbirine düşman olan, ne yapacağını bilemeyen insanlar, ne yapacağını söyleyecek birini mumla arar oluyorlar. Bir yönetici çıkıyor; düşün peşime, siz her şeyi bana bırakın, ben sizin için en iyisini bilirim, siz sadece söylenenleri yapın deyince, insanlar işte aradığımız kurtarıcıyı bulduk diyorlar.

Buradan ‘Meğer benim aciz, korkak, mutsuz ve insanlara düşman olmam için tuzak kurulmuş. Beni mahvetmişler,’ diyenlerin önünde iki yol vardır. Ya durumuna razı olacak ya da yeni bir arayışa geçecektir.

Yeni arayışa geçenler sorgulayarak,  kendine nasıl ustaca bir şekil verildiğini fark edebilir. Farkına varan için her zaman bir çıkış yolu vardır.

[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.