Hızlı Gençleşmenin Şifresi “ 3 Nokta “

Zamanla yıpranan ve esnekliğini kaybeden yüzün orta kısmı, yanaklar, çene altı ve kaş düşüklüğü gibi problemlerden kurtulmanın en kısa yolu artık “Üç Nokta” yönteminden geçiyor.

Dünyada 40 ülkede ve 1200 doktor tarafından kullanılan “Üç Nokta” tekniğini artık Türkiye’de de uygulanmaya başlandı.

“Üç Nokta” uygulamasının cilt üzerindeki üç noktadan yapıldığını belirten Dr. Enis Keskin; ‘’Bu yöntem, diğer iple yüz asma teknikleri ile karşılaştırıldığında içeriğinde bulunan polilaktik asit sayesinde ciltte ciddi bir lifting ve kolajen stimülasyonu sağlayarak uzun vadeli, çok daha etkili ve hızlı bir sonuç alınmasını sağlıyor’’ dedi.

Üç Nokta ile Doğal Görünümlü Genç Bir Cilde Kavuşmak Mümkün
Yüzdeki esnekliğini kaybetmiş cilt altı yağlı dokuya iğne yardımıyla tek noktadan girilerek; Kolajen artırımını sağlayan özel iplerin iki yöne yerleştirilmesiyle “Üç Nokta” yönteminin uygulandığını
belirten Dr. Keskin, bu uygulama sonrasında, çift yönlü koniler ile cilt altı kolajen dokusunun hızla arttığını, gençlik hücrelerinin hızla devreye girdiğini böylece ciltte dolgunluk, parlaklık, ve nem artışı sağlandığını; bununla birlikte mekanik olarak da cildin gerildiğini ve gençleştiğini söyledi. Diğer askılama yöntemlerinden farklı olarak bu yöntemin sadece 3 cildin tamamına değil 3 bölgesine uygulandığını özellikle vurguladı.

Cilt Altına Yerleştirilen İpler Eriyerek Kolajen Artırımını Sağlıyor
Üç Nokta yönteminin; 30 ile 70 yaş arasındaki elastikiyet ve lifting problemi olan kişilere uygulanabildiğini belirten Dr. Keskin, “cerrahi bir müdahale gerektirmeden, cilt altına yerleştirilen ipler kısa sürede eriyerek kolajen doku sentezini başlatıyor. Böylece sarkmalar giderilerek gerginlik, duruluk ve cilt yaşının geriye gitmesi gibi olumlu etkiler kısa sürede elde ediliyor“ açıklamasında bulundu.

30 Dakikada Ciltteki Sarkmalara Son!
Üç nokta yönteminin; çene hattı, elmacık kemikleri, kaşlar ve boyun bölgesi olarak tüm yüz bölgesine uygulandığını belirten Dr. Keskin, 30 dakika süren uygulamanın iki – üç yıla kadar kalıcılığı olduğunu vurguladı.