Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 22°C
Sal 24°C
Çar 22°C

Gerçekler Acıdır

Gerçekler Acıdır

Herkes mutlu olmak istiyor ve buna uygun kendine has bir dünya kuruyor. İnsanların mutlu olmak için en iyi bildikleri yöntem; acıdan kaçınmak, hazza yönelmek.

Acı gerçeklerden kaçınmak isteyenleri en iyi gelecek hayalleri avutabiliyor. Örneğin; ‘Şu andaki maddi sıkıntımız bitince daha rahatlayacağız, evladım ekmeğini eline alınca kuş gibi olacağız, ölüm var ama bana daha çok uzakta, bu dünyada yüzüm gülmedi ama ölümden sonraki yaşamda rahat edeceğim, vb.

Bu tatlı hayaller acı gerçeklerle yüzleşmekten kaçınanlar içindir. Bana sorarsanız, gerçeklerden kaçınanların oranı, yüzde doksan beşin üstündedir.

İnsanlar gerçeklerden kaçmayı kendi kendilerine öğrenmediler. Halkı kolayca idare etmek isteyen güçler yüzyıllarca beyinlerini yıkandı. Gerçekler yerine hayaller konuldu. İnsan doğasına uygun şeyler tabulaştırıldı, bazıları kutsallaştırıldı.

Kutsallar ve tabularla halkın büyük çoğunluğunu etkilemeyi başardılar. Geriye kalanların bir kısmı, çoğunluğun dediği doğru olmalı deyip, çoğunluğa katıldı. Çoğunluğa aykırı kalan küçük bir grup ise; uğursuz, asi, düzen bozucu gibi gösterilerek sindirildi.

Kendilerini kalıba sokan düşünceleri alıp kabul edenler, bunları benimsediler ve kuşaktan kuşağa aktardılar. Kalıba sokulmuş ebeveynler, çocuklarının da kendileri gibi olması için elinden geleni yaptı. Hatta bazıları, bu ikinci el düşüncelerin ölümüne savunucusu oldu.

Hayatın tek gerçeği ölüm. Bu gerçekten herkes kaçabildiği kadar kaçmak istiyor. Ölümden kaçmak isteyenler öylesine büyük bir talep yaratıyorlar ki, bunu çok iyi fark eden politikacılar ve din tüccarları insanlara hayal satıyorlar. Satın aldığı sahte hayallerle kendini avutan insanlar, ne zaman gerçeklerle karşı karşıya gelseler, bedbaht oluyorlar.

Bir gün Azrail’le karşılaşan bir adam,   sonunun geldiğini anlamış ve kaçmaya başlamış. O kaçıyor, Azrail kovalıyor. Derken adam süratle hava alanına gitmiş. Hemen kalkmakta olan bir uçağa binmiş, ohh kurtuldum derken, arkasına bakmış ki, Azrail ensesinde. “Bak benim canımı almak için uçağı düşürürsen, bu kadar masum yolcu da ölmüş olacak, bari onlara acı,” demiş. Azrail; “Vadesi dolan insanları bu uçağa denk getirmek için ne kadar uğraştığımı bilemezsin!” demiş.

‘Dünyada ölümden başkası yalan,’ diyen ve buna göre yaşayanlardan mısınız, yoksa, yüreğinizin bir yanıyla evet öyle ama benim daha çok zamanım var diyenlerden mi?

[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.