Dolar 32,6006
Euro 34,7750
Altın 2.414,63
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
24°C
Hafif Yağmurlu
Çar 22°C
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 17°C

Yakışanı Yapmak

Yakışanı Yapmak

Bir Çin imparatoru, ülkenin en ünlü zen ustasını görmeye gitmiş. Ustanın bulunduğu odaya girdiğinde; usta ve öğrencilerin, yerlerde yata yuvarlana, karınları tuta tuta güldüğünü görmüş. Gördüğü manzaraya inanamayan İmparator, usta’ya “Yaptığınız çok ayıp, bunu size hiç yakıştıramadım. Burada biraz ciddiyet gerekiyor. Bir ustanın, delirmiş gibi, yerlerde yuvarlanarak gülmesi hiç hoş değil,” demiş.

Usta, İmparatora bakınca, sırtında ok ve yay olduğunu görmüş.  “İmparatorum, bana söyler misiniz, sırtınızdaki yayı, her zaman gergin mi tutarsınız, yoksa arada gevşemesine izin veriyor musunuz?

İmparator, “Eğer yayı sürekli gerecek olursam, esnekliğini kaybeder ve o zaman hiçbir işe yaramaz. Onu gevşek bırakmak gerek. O zaman ihtiyacımız olduğunda yeterince esnek olur.” Bunun üzerine Usta, “İşte bizim yaptığımız da bu,” demiş.

İmparator,  ciddiyetsizliği ustaya yakıştıramamış.

Bir kişiye yakışanı toplum belirliyor. İnsanların yaşına, cinsiyetine, mesleğine göre yapacaklarını ve yapamayacaklarını bildiren, yazılı olmayan kurallar var. Kurallara uymayanlar kınanıyor, dışlanıyorlar. Bu ağır cezayı göze alamayanlar, içlerine sinmese bile ya kurallara uyuyorlar ya da öyle görünüyorlar.

Bu kurallar, toplumsal yaşam için gerekli olsa da çoğu insanın doğasına uygun değildir. Buna rağmen, toplum tepkisinden çekinen anne babalar, bu kurallara uyan çocuk yetiştirmekte ısrar ederler. Bu ısrarın anlamı; ‘Çocuklarım varsın içine sinen gibi davranmasın, yeter ki ben toplum baskısına uğramayayım,’ demektir. Böyle bir terbiye ile büyüyen çocuk, kendi doğasını bastırıp, toplumun beklediği gibi davranacaktır.

Eğer çocuk toplumun beğenisine göre yetişsin diye aşırı baskı görmüşse, doğasına uygun davranmaya asla cüret edemeyecektir. Baskılara boyun eğip doğasına göre yaşayamadığı için kendine kızacaktır. Kendine kızmak sıkıntısını büsbütün artıracağı için, bu kızgınlığı, kendisinin yapmaya cüret edemediğini yapanlara yöneltir.  Toplum kurallarını korumak adı altında, içindeki büyük öfkeyi saldırgan bir tutumla doğal davrananlara saldırır. Bu öfkeli kesim, kendi dünyalarını ziyan ettikleri yetmiyormuş gibi, büyük gürültü çıkararak, mahalle baskısı yaratıp, dünyayı doğasına uygun yaşayanlara zindan etmek isterler.     

Doğasına uygun yaşayan hayvanlarda, diş çürüğü, kalp krizi, ülser, kanser, depresyon, sıkıntı, baş ağrısı vb görülmüyor. Doğasından uzaklaşmak insana sıkıntı, huzursuzluk, hastalık olarak geri dönüyor.  Doğalı yapmak yerine, yakışanı yapmanın bedeli ağır. Bu ağır bedeli ödemek istemeyenler, doğasını ihmal etmemeli.

[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.