Dolar 32,3283
Euro 35,0825
Altın 2.307,85
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

Biraz Etrafına Kulak Ver…

Biraz Etrafına Kulak Ver…

Hepimiz günlük hayatımızda yaşadığımız koşuşturmacada aslında bazen egoizmin sınırlarını zorluyoruz. Kendimizden başka herkese, bizimle alakası olmayan her şeye duyarsız alakasız kalıyoruz.

Geçen akşam durakta otobüs beklerken yaşadığım bir olay aslında bunu bana bir kez daha hatırlattı ve aslında biraz da kendimden utandırdı. Neden mi , işte bundan…

Üstü başı kirli, elleri artık kirden nasır bağlamış, yani bildiğiniz 50 – 55 yaşlarında kimsesi olmayan bir yurdum insanı, biz bunlara halk dilinde evsiz yada dilenci diyoruz ama aslında çok yanlış yapıyoruz. Aklımda kaldığı kadarı ile size aramızda geçen konuşmayı paylaşayım.

İhtiyar yaklaştığında öncelikle ben biraz geri çekildim , ancak kendisi bunu anlayınca sohbet de başlamış oldu.

-Gitmene gerek yok delikanlı, merak etme ben ne para isterim, ne sigara, ne de yemek

-Şeyy yok estağfurullah

-Delikanlı, bak artık bu tavrınızdan vazgeçin. Hayırdır, para kazanmak, kariyer yapmak yada bi’yerlerde bulunmak, insanlığınızı ne zaman alıp götürdü ?

-Ne alakası var dayı

-Var…. Biraz bakın etrafınıza, insanlar ne durumda, ne zaman birine el uzattın, ne zaman birine selam verdin. Bak delikanlı, biz yani sizin deyiminizle fakirler, evsizler. Bizler sizin paranızda pulunuzda yada sizin bize yardım etmenizle ilgili bir beklenti içerisinde değiliz. Bizler, sizin bizleri İNSAN yerine koymanızı istiyoruz.

Dedi ve döndü gitti.

Sonra düşündüm, kaçımız dönüp yüzlerine bakıyoruz yada selam verip onlarla ilgileniyoruz. Biz, dostlukların, akrabalıkların, düşene yardım etme derdinde olan insanların, ne oldu da kendisini düşünme, başkalarının ona ihtiyacı olduğunda “Ben Hayır Kurumu muyum ?” gibi isyanları başladı.

Osmanlı Devleti döneminde, tabi ki böyle insanlar vardı. Ancak devlet bölgesel yönetimde hep şunu bildi. Devlet, herkese el uzatmalı. Devlet, herkese eşit olmalı. Ve Halk, eğer komşusu aç ise kendi onunla aşını suyunu paylaşmalı. Bu mantık ile bakıldığında, hep dostlukların arkadaşlıkların sağlam kaldığı ve gerçekten omuz omuza durulduğu günler aslında her daim mevcuttu.

Tabi bunları anlatırken amacım , asla ve asla devlete yada bizi yönetenlere yönelik bir söylem değil. Tam tersine, sorulacak soru belli aslında. Biz Ne Yapıyoruz ?

Evet, kendimize bakalım. Biz, onlar için ne yapıyoruz. Ne kadar duyarlı olabiliyoruz onlar için. Ya da onlar gibi olan insanlar için. Belki şimdi, içinizden diyorsunuz ki, hangisine yetişelim. Size hemen kıssadan hisse şöyle bir hikaye anlatmak isterim ;

Bir zamanlar yazılarını yazmak üzere Okyanus sahiline giden aydın bir adam varmış. Çalışmaya başlamadan önce sahilde bir yürüyüş yaparmış. Bir gün sahilde yürürken plaja doğru baktığında dans eder gibi hareketler yapan bir insan silüeti görmüş. Başlayan güne dans eden biri olabileceğini düşünerek gülümsemiş ve ona yetişebilmek için adımlarını hızlandırmış. Yaklaştıkça bunun bir genç adam olduğunu ve dans etmediğini görmüş. Birkaç adım koşuyor, yerden bir şey alıyor ve Okyanusa fırlatıyormuş. Biraz daha yaklaşınca seslenmiş;

-Günaydın ne yapıyorsun böyle?

Genç adam durmuş, başını kaldırmış ve cevap vermiş:

-Okyanusa deniz yıldızı atıyorum.

-“Sanırım şöyle sormalıydım” demiş Bilge adam

-“Neden okyanusa deniz yıldızı atıyorsun?”

-Güneş çoktan yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler.

-Ama delikanlı görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı deniz yıldızlarıyla dolu. Hiçbir şey fark etmez.

Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha almış ve dalgalanan denize doğru fırlatmış.

-Bunun için fark etti!

Bu cevap bilgeyi şaşırtmış, ne söyleyeceğini bilememiş. Geriye dönmüş, yazısının başına geçmek üzere kulübesine gitmiş. Gün boyunca bi’şeyler yazmaya çalışırken genç adamın görüntüsü önünden gitmemiş. Aklından çıkarmaya çalışmış, bir türlü olmamış. Nihayet akşama doğru fark etmiş ki, o koca bilim adamı, o büyük şair, bu gencin davranışının özünü kavrayamamış. Çünkü bu gencin aslında yaptığının evrende bir gözlemci olmayı ve bir fark yaratmayı seçmek olduğunu anlamış. Utanmış. O gece sıkıntı içerisinde yatmış. Sabah olduğunda bir şey yapması gerektiğini düşünerek uyanmış. Yataktan kalkmış giyinmiş, sahile inmiş ve o genci bulmuş. Ve bütün sabahı onunla Okyanusa deniz yıldızı atarak geçirmiş.(ALINTIDIR)

Sizde, ne değişecek demeyin ne zamanki bir adım atıp örnek olursunuz işte o zaman herkes “Ne değişecek ki” yerine “Ne yapabilirim” diyecek.

Hepimiz bu konuda biraz daha etrafımıza bakmalı, biraz daha yüreğimizin vicdanımızın sesini dinleyerek hareket edip, özetle “ÖZÜMÜZE DÖNMELİYİZ”. Çünkü biz, gerçekten her insana, her sorunu çözme telaşında koşuşturan bir milletin evlatlarıyız.

Yüreğiniz ferah, geceleriniz aydınlık, sabahlarınız sımsıcak olsun..

Saygılarımla
[author title=”Yazar hakkında” image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2015/02/duygu-mafyasi-250×250.jpg”]Duygu Mafyası
Finans Danışmanı
@DuyguMafyasi[/author]

YORUMLAR

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

  1. Zeynep Acar dedi ki:

    Bu siteye dönem dönem bakıyorum.Duygu Mafyasının okuduğum 4 yada 5. yazısı ama her yazısında çok farklı konulara değiniyor.Her seferinde farklı bakış açıları sunuyor bizlere,ancak biraz daha kendini geliştirmelisin ama çok iyi yazılar ortaya çıkarıyorsun tabiki daha iyisi de gelecektir eminim buna.Başarılarının Devamını Dilerim

  2. şebnem dedi ki:

    İnsanın burnunun dibindeki şeyi görmesi fazla beceri gerektirmez. İşin önemli bir kısmı, görme organını hangi yöne çevirmek gerektiğini bilmekte yatar.
    SADECE BİRAZ FARKINDALIK…
    Elinize sağlık

  3. AYŞE YAMIK dedi ki:

    Bazen o kadar kör olabiliyoruz ki kendi basamaklarımızı çıkmak adına girdiğimiz yolda sadece bir gülüşü unutuyoruz ertafımıza ,neden şöyle bir etrafımıza bakıpta bu gün bir gülüşümle bir selamımla kimlere umut olabilirim demiyoruz ki..unutmamak gerek ki hayat telaşesinden taşlaşmış yüreklerimizden bir küçük sevgi bekleyen okadar güzel yürekli insanlar var ki kimimizin yuzune bile bakmadığı sırtını döndüğü ..

  4. KADER dedi ki:

    HARİKA ÖTESİ ŞEYLER YAZIYORSUN..