Dolar 32,3363
Euro 35,1725
Altın 2.241,49
BİST 8.729,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
9°C
Hafif Yağmurlu
Çar 11°C
Per 11°C
Cum 12°C
Cts 13°C

Benlik, Sahte Benlik

Benlik, Sahte Benlik

Freud, insan davranışlarını açıklamak için insan zihnini; alt benlik(id), benlik(ego), üst benlik(süper ego) olarak üçe ayırmış.

Alt benlik; içgüdülerimizi temsil eder, organizmanın cinsellik ve açlık ihtiyacının giderilmesini talep eder. Üst benlik; alt benliğin taleplerini inceler, ahlaka, yasalara, geleneklere, zamana,  ortama uygunluğunu denetler, uygun bulduğuna izin verir.  Benlik; alt benliğin taleplerini, üst benliğin izni ile yerine getirerek bir denge kurmaya çalışır.

Bu anlaşılması zor kuramı, psikiyatri Profesörü Cem Mumcu, harika bir benzetmeyle kolay anlaşılır hale getirdi. Prof. Mumcu’ya göre; ata binmiş bir birey düşünelim. Bir elinde kamçı, bir elinde atın gemi olsun.  At, hayatımızdır. Atın binicisi, benliktir. Kırbaç, alt benliktir. Gem, üst benliktir. Binici öylesine akıllı ve becerikli olmalı ki, mümkünse kırbacı ve gemi hiç kullanmamalı. Hatta zamanla, atla öylesine bütünleşmeli ki, kırbaç ve geme gerek kalmamalı.

Bu tanımlamaya göre; egonun güçlü olması muhteşem bir şey. Güçlü bir ego, alt benlik ile üst benlik arasındaki dengeyi daha iyi kurabilir. Öyleyse ‘Egoist, egosu büyük, egosu şişkin,’ gibi laflar ne manaya geliyor?

Prof. Mumcu’nun örneğinden devam edersek, atın binicisinin tek görevi;  bilinç dışı kaynaklı istekleri dengelemek,  hayatla uzlaşarak mutlu mesut yaşamaktır.  İnsanın saf hali böyledir.

Eğer insan saf hali ile kalsaydı, insanı yönetmek, yönlendirmek mümkün olamazdı. İnsanı yönetmek isteyenler, gerçek benlik yerine sahte benlik inşa ettiler.  Şöyle ki; sen şu dine mensupsun, şu etnik kökendensin, şu yörenin insanısın, statün şu, cinsin bu gibi. Örneğin, kendini, Müslümanım, Türküm, Denizliliyim, öğretmenim, erkeğim diye tanımlayan bir insanın, Müslüman gibi, Türk gibi, Denizlili gibi, Öğretmen gibi, erkek gibi davranması beklenir. Beklenen gibi davranmazsa toplum onu beğenmez.

Hal böyle olunca, birey, topluma şirin görünmek adına, benliğini bir yana koyup, sıfatlarına uygun davranmaya başlar. Bir süre sonra öz benliğini unutur, sıfatlarını benliği sanır ki, buna ‘sahte benlik’ deniyor.

Sahte benliğin tek gıdası, beğenilmektir. En büyük gıdanız başkalarının elinde olunca, başkalarının sizin hakkındaki düşünceleri sizin için çok önemli hale gelir.  İnsanlar kimden yararlanıyorsa onu beğendiklerine göre başkalarının beğenisine muhtaç hale geliyorsunuz. ‘Beğenilmeye muhtaç’ insanları yönetmek, yönlendirmek çok kolaydır. Size yararlı olanları beğenir, yararlı olmayanları hain ilan edersiniz. Beğenilmek isteyenler, yanınızda yer alır.

Sıkıntıdan kurtulmak isteyenlere, ‘egodan kurtulun’ deniyor ya, kastedilen ‘sahte benlik’ Sahte benlikten kurtulanların ne başkalarının beğenisine ihtiyaçları vardır, ne de bir başkasından yararlanmaya. Onlar kendi kendilerini ‘insanım’ diye tanımlayan ve kendine yeten bireylerdir.

[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.